Bugün sizlere, 2010 yılından bu yana Konya'da miniklerin eğitimine büyük bir özveriyle odaklanan Osman Avcıoğlu Eğitim Kurumları'ndan bahsedeceğiz. Eğitimdeki güçlü kadrosu ve modern yaklaşımıyla her geçen gün kendini geliştiren bu kurum, çocukların akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlıyor. Yaratıcı düşünme becerileri kazandırarak özgüvenli bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Osman Avcıoğlu Eğitim Kurumları, velilerin güvenini kazanmayı sürdürüyor. Osman Avcıoğlu ile eğitimdeki vizyonu ve kurumun başarılarını konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Bu alandaki deneyimleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
1979 yılında Konya’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi doğduğum ve gönül verdiğim bu şehirde tamamladım. Lisans eğitimime Kapadokya Üniversitesi’nde devam ettim. Evli ve dört çocuk babasıyım. Seyahat etmeyi, yeni dünyalar keşfetmeyi ve farklı kültürlerin hikayelerine tanık olmayı çok önemsiyorum. Hayata enerjik bakan, cesur adımlar atan ve ekip ruhuna inanan bir karakterim var. Liderlik etmeyi, yeni girişimlere cesaretle adım atmayı profesyonel hayatımın ayrılmaz bir parçası olarak görüyorum.
Eğitim sektörüne olan tutkum, çocukların hayatında küçük de olsa bir iz bırakmanın ne kadar değerli olduğunu fark ettiğim anda başladı. Eğitimin, her şeyin temeli olduğuna ve sağlam adımlarla en baştan başlaması gerektiğine inanıyorum. Bu benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir tutku ve milli bir sorumluluk.
Başkent Üniversitesi'nde Eğitim Koçluğu eğitimi aldım. Bunun yanı sıra İşletme ve Çocuk Gelişimi alanlarında da kendimi geliştirdim. 15 yılı aşkın süredir okul öncesi eğitim alanında hizmet veriyoruz.
Bizim için burası yalnızca bir kurum değil; çocuklarımızın ilk eğitim yuvası, ilk deneyimlerini yaşadıkları ikinci evleri… İşimizi aşkla yapıyor, her çocuğumuzu kendi evladımız gibi görüyoruz. Onların bireysel gelişimini desteklemek ve geleceğe sağlam adımlarla hazırlanmalarına katkı sağlamak en büyük motivasyon kaynağımız.
2040 ve Ötesine İnsan Yetiştiriyoruz.
Osman Avcıoğlu Eğitim Kurumları olarak uzun vadede nasıl bir gelişim hedefliyorsunuz?
Bizim en büyük hedefimiz, çocuklarımızın sadece akademik olarak değil, sosyal, duygusal ve fiziksel becerilerle donatılmış bireyler olarak yetişmelerini sağlamak. “2040 ve Ötesine İnsan Yetiştiriyoruz” sloganıyla çıktığımız bu yolda, geleceğin başarılı, özgüvenli ve yaratıcı bireylerini yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Her çocuğun içindeki potansiyeli keşfetmesine yardımcı olarak, kendine inanan, sorgulayan ve topluma fayda sağlayan bireyler yetiştirmek en büyük vizyonumuz. Bunun için sürekli kendimizi yeniliyor, eğitim metodlarımızı güncelliyor ve çocuklarımızın ihtiyaçlarına uygun programlar geliştiriyoruz.
Öğretmenlerinizi seçerken en çok hangi özelliklere dikkat ediyorsunuz?
Çocuklarla çalışmak, sadece bir meslek değil, bir gönül işidir. Bu yüzden öğretmen seçimlerimizde en çok dikkat ettiğimiz şey, işine sevgiyle bağlı olmaları ve çocuklarla gerçek bir bağ kurabilmeleridir. Bilgi donanımı elbette önemli, ancak sabır, şefkat, güler yüz ve iletişim becerileri bizim için olmazsa olmaz. Ekibimize katılan her öğretmen, önce çocuklarımızı sevmeyi bilmeli, onların dünyasına dokunabilmeli ve onlara rehberlik edebilmelidir. Ayrıca, öğretmenlerimizin sürekli kendini geliştirmesi ve yenilikleri takip etmesi de bizim için büyük önem taşıyor.
Eğitimimiz ile Geleceğe Yön Veriyoruz.
Çocukların sağlıklı gelişimi için kurumunuzda hangi fiziksel ve zihinsel aktiviteler sunuluyor?
Çocuklarımızın gelişimi bizim için sadece akademik başarıdan ibaret değil. Zihinsel gelişim kadar fiziksel aktiviteler de büyük önem taşıyor. İngilizce, halk oyunları, değerler eğitimi, cimnastik ve yüzme gibi branşlarla hem bedensel hem de zihinsel olarak aktif bireyler yetiştiriyoruz. Ayrıca, sanat etkinlikleriyle hayal güçlerini desteklerken, drama ve müzik çalışmalarıyla kendilerini ifade etme becerilerini geliştiriyoruz. Grup çalışmaları ve proje tabanlı aktivitelerle de sosyal becerilerini güçlendiriyor, takım çalışmasına yatkın bireyler olmalarını sağlıyoruz. Tüm bu aktiviteler, çocuklarımızın kendilerini keşfetmelerine ve yeteneklerini ortaya çıkarmalarına olanak tanıyor.
Okul öncesi eğitimde en büyük zorluk nedir ve siz bu zorlukları nasıl aşıyorsunuz?
Okul öncesi dönemde en büyük zorluk, çocukların aileden ilk kez ayrılıp yeni bir sosyal çevreye adapte olmalarıdır. Bu süreç, hem çocuklar hem de aileler için duygusal anlamda zorlayıcı olabiliyor. Biz bu süreci sevgi, sabır ve güvenle yönetiyoruz. Çocukların kendilerini güvende hissedebileceği bir ortam yaratmak en önemli önceliğimiz. Bunun için öğretmenlerimiz, çocuklarla birebir ilgilenerek onların duygusal ihtiyaçlarını karşılıyor ve yavaş yavaş yeni ortamlarına alışmalarını sağlıyor. Ayrıca, velilerimizle sıkı bir iş birliği içinde çalışıyor, onlara da bu süreçte rehberlik ediyoruz. Düzenli veli toplantıları, bireysel görüşmeler ve aile katılımlı etkinliklerle, çocuklarımızın gelişimini birlikte takip ediyoruz. Bu sayede, hem çocuklar hem de aileler için bu geçiş sürecini en sağlıklı şekilde atlatıyoruz.
